Sunday, June 3, 2007

Neden Turk Sirketler Daha Iyidir? (2)

"Neden Turk Sirketler Daha Iyidir?"yazisina ilginc yorumlar geldi. Turk sirketleri savunan okuyucularimizin degindigi iki nokta oldu:

1. Stratejik oneme sahip sektorler ozellestirilmemeli:
"Kıbrıs Barış Harekatı sırasında uçaklarımıza benzini Libya’dan alabilmiştik. Ambargonun etkisi yoğundu. Tanklarımız için MOGAZ’a gerek vardı. Ataş Rafinerisi’nin ABD’li genel müdürü, zamanından erken fabrikayı bakıma soktu. Tanklara akaryakıt verilmesini önlemek istedi. Zor durumdaydık."

Bu endiseyi anliyorum. Bazi sektorler sahip olduklari "externality" (dissallik) yuzunden daha dikkatli bir sekilde degerlerdirmeye tabii tutulmali. Milli guvenlik gibi sebepler veya rekabet sartlari gozonune alinarak yapilmali ozellestirmeler. Kabul.

Ote yandan, cumhuriyeti korumak icin siyasi iktidara karsi darbe, post-modern darbe, muhtira, e-muhtira vermekten cekinmeyen "devlet iktidari", boylesine kritik bir durumda fabrikaya kamu cikari adina mudahele edemez mi? Bir gun savasta ihtiyacimiz olur diye benzinden tutun, dis macununa herseyi devlet mi uretmeli?

Zaten hikayenin devami da soyle:
"ABD’li genel müdür Mogaz imal etmemekte ısrarlıydı. Abdullah KÜTKÜT; “Türkiye savaş halindedir. Rafineriye el koyduk. Bu imalatı yapacağız.” Dediğinde ABD’li genel müdür konuyu uluslar arası örgütlere taşıyacağı tehdidinde bulundu.Dinlemedik o gece gaz üretildi. Ekibimiz, rafinerideki Türk mühendislerin desteğinde 24 saatte Mogaz imal etti ve ordumuza verildi. "

Hikayenin ne kadar dogru, ne kadar yanlis oldugunu bilmiyorum. Anlatan Selahattin BABÜROĞLU isimli bir zat. Benim bildigim ambargo, Kibris Harekati sirasinda degil, bir sene sonra 1975'de kondu. 1974'de Turkiye Amerika'dan askeri yardim almaya devam etti.

2. Diger bir okuyucumuzun yorumu ise soyle:
"Yabancı bir firma Türkiyede kazandığı parayı ne yapar, dışarıya transfer eder. Çünkü para kazanıp onu götürmek için buradadır. Yani kaynakların dışarıya aktarılması vardır.Yerli sanayicinin en azından kazandığı parayı yine yurt içinde yatırıma yönlendirmesi gibi durum vardır."

Burada iki husus var. Birincisi, yerli bir firmanin, kazandigi parayi ulkede tutma gibi bir zorunlulugu yoktur. Nitekim, yurt disinda onemli miktarda yerli sermaye tutuldugu ve bunun bir kisminin dis kredi seklinde tekrar yurticinde kullanildigi bilinmektedir.

Ikincisi, yabanci firmanin kazandigi para, ulkeye ait bir kaynak degildir. Turkiye'de aldigi sirket karsiliginda ulkeye getirdigi para ile sirketin ileride yapacagi kazanci satin almistir.

Soyle bir ornek vereyim. 10,000 liraniz var. Gittiginiz bankaya yatirdiniz. Banka size her sene %20 faiz veriyor. O zaman banka "disariya" 2000 lira kaynak transferi mi yapmis oluyor? Banka zararda mi? Zarar etmemek icin sadece banka calisanlarina mi hesap actirmali? Hayir. Sizin yatirdiginiz 10 bin liralik "kaynagi" kredi olarak kullandiriyor, kar ediyor.

Ozellestirme orneginde, disaridan getirilen ve satis sirasinda odenen 10 bin lira ile sattiginiz sirketin ileride yapacagi karlari simdiki fiyati ile pesin olarak aliyorsunuz. Eger bu parayi akilli bir sekilde kullanirsaniz kazancinizi arttirirsiniz.
"Alan memnun, satan memnun" diyeceksiniz... Türkiye'de Türk insanının imkânlarıyla kurulmuş, büyümüş, köklü üretim tesislerinin yabancılara satılması insanı üzüyor. Konunun yabancı sermaye düşmanlığıyla ilgisi yok. Yabancı sermaye buyursun gelsin. Bizim yapamadıklarımızı yapsın. Pahalı faturalarla ortaya çıkarabildiğimiz fabrikalar yabancıya gitmesin. Tartışılan budur. Gungur Uras
Gungor Bey kusura bakmasin ama, ben hala tartisilan seyi anlamadim. Diyor ki yabancilar, Turkiye'de fabrika kurabilirler; ama fabrika satin almasinlar. Demek ki yurticinde fabrikasi olan bir Turk sirket, ya ilelebet o fabrikayi isletsin, isletemiyorsa baska Turk'e satsin, satamiyorsa fabrikayi kapatsin.

Neden?

Tamam, yabancilar dogrudan yatirimi direk fabrika yapsalar cok guzel olacak. Demek ki adamlar cekiniyorlar veya zahmetli goruyorlar (bu konuyu baska bir yaziya saklayalim). Onun yerine Koc'tan hazir fabrikayi aliyorlar. Koc, aldigi para ile baska bir sektorde (diyelim ki beyaz esya) yatirim yapiyor. O zaman ne oluyor? Iki fabrika birden kazanmis olmuyor muyuz? Yok, Koc mirasyedinin tekidir, parayi har vurup harman savurur diyorsaniz, o zaman ayni misriflik bir sure sonra Demirdokum'un de basina gelmeyecek midir zaten?

Bu arada babama sordum. Ne kendisinin ne onun babasinin Demirdokum'un kurulmasi ve isletilmesi esnasinda bir katkilari olmadigini soylediler. Biz hakkimizi (varsa) helal ediyoruz.

"Demirdöküm, Türkiye’nin Türk milletinin değeridir. Sahibinin önemi yoktur... Akbank, Garanti Bankası, Türk Telekom, Migros, Kent Gıda, ... satılabilir mi? Eğer bunlar kıymetse, bir değerse Türk milleti sayesinde bir kıymet ve bir değerdirler. Sahipleri Türk milletidir. Eğer biz satarız diyorlarsa, Türk milleti yarın bu bankalardaki hesaplarını kapatsın ya da bu şirketlerden mal almasın, bak bakalım bu şirketlerin değeri kalır mı? Demirdöküm'ün satılması vatana ihanetle eş değerdedir. Koç Grubu'nun 300 milyon dolara gereksinimi mi var? Yazıklar olsun...Yazıklar olsun Demirdöküm'ü satanlara ve Demirdöküm'ü almayan Türkiye’nin zenginlerine. Kampanya başlatın ve her Türk 4 dolar versin; Demirdöküm Türk kalsın." (Bir Okuyucu Mektubu) Ertug Yasar

Madem Akbank'in, Garanti Bankasi'nin vs sahibi Turk milleti, o zaman neden kimse yillik kardan bana temettu vermiyor? Neden sirket yonetiminde ben soz sahibi olamiyorum? Halkin para toplayip Koc'a 300 milyon dolar vermesi ile halk bu isten ne kazanacak? Cebine para giren kisinin Hans degil de Koc olmasi neden benim cikarima?

Bu arada yahu ne kadar hevesliyiz Turk milleti adina konusmaya. Ne zaman sectim ben sizi benim adima konusmaniz icin? Siz benim vekilim misiniz? Kac oy aldiniz? Madem bu kadar heveslisiniz Turk sanayini korumaya, her alisverisinizde bes lira uzerine para verin, sevindirin sirket sahiplerini. Baska zaman heriflere bin bir kufur okuruz. Ama is yabancilarla karsilastirmaya geldi mi bir degerlenirler ki sormayin. Bir yerde okumustum, Amerikalilarla Ruslari karsilastiran bir hikaye:

Amerikalilar ulkelerini cok severler; kendileri gibi dusunmeyen insanlardan nefret ederler.

Ruslar ulkelerini hic sevmezler; kendileri gibi dusunenlerden ise nefret ederler.

Biz kime daha cok benziyoruz sizce?
"Bence yabancı ağırlığı sadece çimentoda değil birçok sektörde sorun yaratmaz. Ben hiçbir sektörü stratejik bulmuyorum. Stratejik olan bizim ekonomimizin gücüdür. Yasalar, kurallardır. Çimento da bir zamanlar stratejik sektörler arasındaydı. Çünkü savaş döneminde çimentoya her zaman ihtiyaç duyulur. Onarmak, alt yapıyı hazırlamak için. Ama o fabrikalar yabancıya geçse de yine kendi ülkenizde. El koyarsınız olur biter. Hangi tesisi yabancı buradan götürebilir? Hangi oteli, hangi toprağı, hangi tesisi. Bana göre Türkiye'nin stratejik sektörü yok. Tek stratejik kurumu var o da Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK.) Onun dışında ne bir know how'ımız var, ne buluşumuz. Hani silikon vadisi gibi bir yeriniz olur, bu kaygıyı anlarım." Erhan Kamisli
Bu soz aslinda en ustteki yorumu yazan okuyucuya cevap niteligi tasiyor.

Forumumuz acik. Soru ayni soru. Neden Turk sirketler, yabanci sirketlere tercih edilmeli?

1 comment:

T'Pol said...

Size bir haberi gondermek istedim ama ulasabilecegim bir mail adresi bulamadim.Bugunku Sabah gazetesinde Ufuk Sandik yazmis. Bu adamlar kose yazari ya ona yaniyorum.

T'Pol